26 Temmuz 2013 Cuma

TÜKENMİŞLİK SENDROMU (BURNOUT)

TÜKENMİŞLİK

            Ülkemizdeki popüler dizilerinin tükenmiş (bornout) oyuncularından sonra belki de toplumun her kesiminden sıklıkla duymaya başladığımız kavramın tarihçesi 1970’lere kadar uzanmaktadır.  İlk kez 1974 yılında Herbert  Freudenberg tarafından “başarısız olma, yıpranma, enerji ve gücün azalması, veya tatmin edilemeyen istekler sonucunda bireyin iç kaynaklarında meydana gelen tükenme durumu” şeklinde tanımlanan tükenmişlik üzerinde bir çok araştırma yapılmış ve yeni tanımlar geliştirilmiştir. Bu tanımlamaların başında en yaygın kullanılan ve kabul gören kendi adıyla da anılan Maslach Tükenmişlik Ölçeğini(MBI)  geliştirmiş olan Christina Maslach’ın tanımıdır. Maslach’a göre tükenmişlik “işi gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve sürekli diğer insanlarla yüz yüze çalışmak durumunda olan kişilerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süreli yorgunluk, çaresizlik, ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan sendrom”dur (Maslach ve Jackson,1981:99 akt., Ardıç ve Polatçı, 2008:70). 

            Maslach ve Jackson (1981)’a göre tükenmişlik, tüm kapasitesi ile insanlarla çalışan bireyler arasında meydana gelebilen duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı azalması olarak tanımlanmaktadır. Duygusal tükenme, kişinin duygusal kaynaklarının tüketilmiş ve kişiye fazla yüklenilmiş olma duygularını anlatırken, duyarsızlaşma kişinin bakım, hizmet ve eğitim verdiği diğer insanlara karşı olumsuz, katı ve duygudan yoksun davranışlarını içerir. Kişisel başarı ise kişinin işinde kendini yeterli ve başarılı hissetmesi duygularını tanımlamaktadır.
            Tükenmişlik sendromunun pek çok belirtisi olmasına rağmen Tükenmişlik içindeki insan, yaşamının anlamını yitirdiğini ve tüm isteklerinin kaybolduğunu düşünür. Daha önce kendisi için çok anlamlı olan uğraşları, artık sıkıcı gelmekte ve hiçbir ödül vaat etmemektedir. Bu insanlar soğuk, eleştirici, kızgın, katı, önerilere kapalı ve insanları iten davranışlar içinde görülürler (Kaçmaz, 2005).
            Literatürde ki çalışmaların bir çoğunda, öğretmenlik, doktorluk, yöneticilik, hemşirelik gibi insan ilişkilerinin yoğun olduğu meslek dalları üzerinde çalışmaların yoğunlaştığı görülmektedir (Köse ve Gülova, 2006). Bireyler üzerinde fiziksel, duygusal, zihinsel rahatsızlıklar yaratan sendromun ortaya çıkmasında oldukça etki olan 3 durum vardır (Tepeci ve Birdir, 2003). Bunlar; rol çatışması, rol belirsizliği, ve kişinin aşırı sorumluluk yüklenmesidir.  Ayrıca Tükenmişliğin oluşmasında hem bireysel hem de örgütsel pek çok faktör de etkili olmaktadır. Bireysel faktörler kişilerden kaynaklanan ve tükenmeye neden olan özelliklerdir (Ardıç ve Polatcı, 2008). A tipi kişilik yapısına sahip olan, dış kontrol odaklı, ulaşılması zor beklentiler içerisinde olan, öz yeterliliğe sahip olmayan ve empati kuramayan bireyler (Freudenberger 1974; Nowack 1988; Lee, vd., 2003 akt. Girgin ve Baysal, 2005) daha fazla tükenme içerisindedir. Örgütsel ve çevresel faktörler ise iş yükü, kontrol, ödüller , aidiyet, ve değerlerdir ( Maslach, Leither, 1997 akt. Sürgevil, 2005).  Demografik özelliklerin de tükenmişlik üzerinde önemli etkisi vardır. Cinsiyet konusunda bir fikir birliği olmasa da (Sürgevil, 2005, Girgin ve Baysal, 2005,  Polatçı, Ardıç, 2007) yaş, çalışma süresi, mesleki kıdem ve tükenmişlik düzeyleri arasında negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Naktiyok ve Karabey, 2005, Kaçmaz,2005).  
            Çalışmamızda incelediğimiz işkoliklikle ilişkisinin yanı sıra bir çok çalışmada, tükenmişliğin, devamsızlık, yüksek personel devir oranı, kişilerarası ilişkiler, düşük performans, düşük memnuniyet düzeyi, yüksek iş kazaları ve madde kullanımı üzerinde etkilerinden de söz edilmiştir. (Pikhart vd., 2004; Kouvonen vd., 2005).

Kaynakça
Ardıç, K., Polatcı, S., (2008). Tükenmişlik Sendromu Akademisyenler Üzerinde Bir Uygulama (GOÜ       Örneği), Ankara, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı   10/2,ss:69-96.

Budak, G., Sürgevil, O. (2005). Tükenmişlik ve Tükenmişliği Etkileyen Örgütsel Faktörlerin          Analizine İlişkin Akademik Personel Üzerinde Bir Uygulama. D.E.U Dergisi, 20 (2), 95-108.

Kaçmaz, Nazmiye (2005) Tükenmişlik Sendromu, İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi 2005;68 ss:29-32

Köse, S., Gülova, A.A. (2006). Tükenmişlik (Burnout): Türkiye’deki Genel Cerrahlara Yönelik Bir          Araştırma. 14. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitabı, 25-27 Mayıs,   Erzurum.

Köse, S., Oral, L., Türesin, H.,(2011) Duygusal Emek Davranışının İşgörenlerin Tükenmişlik        Düzeyleri İle İlişkisi Üzerine Sağlık Sektöründe Bir Araştırma İşletme Fakültesi Dergisi C:12      S:2 ss:165-185

Kouvonen, A., M. Kivimaki, SJ. Cox, T. Cox, J. Vahtera (2005) “Relationship between Work Stress         and Body Mass Index Among 45,810 Female and Male Employees”, Psychosom Med, 67(4),            577-583.

Pikhart, H., M. Bobak, A. Pajak, S. Malyutina, R. Kubinova, R. Topo (2004) “Psychosocial Factors at      Work and Depression in Three Countries of Central and Eastern Europe”, Soc Sci Med, 58,   1475-1482.

Polatcı, S., K. Ardıç VE Z. D. Tınaz (2007), “Tükenmişlik Sendromu Ve Demografik        Özelliklerin     Tükenmişlik Üzerine Etkisi: Tokat Orta Öğretim Kurumlarında Bir Analiz”,         Sosyal Ve        Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Emin Kayar Özel Sayısı, Vol. 7, ss. 1 – 22.

Naktiyok, A. Ve C. N. Karabey (2005), “İşkoliklik ve Tükenmişlik Sendromu”, Atatürk    Üniversitesi     İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 19(1).


Tepheci, M., Birdir, K.(2003),” Otel Çalışanlarında Tükenmişlik Sendromu” 11. Ulusal Yönetim Ve         Organizasyon Kongresi Bildirisi, ss: 959-972

14 Temmuz 2013 Pazar

08-12 Temmuz Pamukkale Üniversitesi Ekonomi Yaz seminerleri

12. düzenlenen ekonomi yaz seminerlerinin çok değişkenli istatistik yöntemler ve yapısal eşitlik modeli kursuna 08-12 temmuz arasında katıldık. Hacettepe üniversitesinin biyoistatistik  alanından çok kıymetli hocalarımızdan aldığımız kurs bizler için çok verimli geçti. işletme alanında herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğüm çok değişkenli istatistik ve yapısal eşitlik modeli konuları dolu dolu tam beş günümüzü aldı. ancak daha çok çalışılması ve bolca uygulama yapılması gereken bu alan ufkumuzu açtı ve bir çok doğru bildiğimiz yanlışları günyüzüne çıkardı. kursun bir faydası da  değerli hocamız Prof.Dr. Reha Alpar'ı tanımak oldu. değerli paylaşımlarından ve hayran olunacak enerjisinden dolayı binlerce kez teşekkür ederiz
.