TÜKENMİŞLİK
Ülkemizdeki popüler dizilerinin
tükenmiş (bornout) oyuncularından sonra belki de toplumun her kesiminden sıklıkla
duymaya başladığımız kavramın tarihçesi 1970’lere kadar uzanmaktadır. İlk kez 1974 yılında Herbert Freudenberg tarafından “başarısız olma,
yıpranma, enerji ve gücün azalması, veya tatmin edilemeyen istekler sonucunda
bireyin iç kaynaklarında meydana gelen tükenme durumu” şeklinde tanımlanan tükenmişlik
üzerinde bir çok araştırma yapılmış ve yeni tanımlar geliştirilmiştir. Bu
tanımlamaların başında en yaygın kullanılan ve kabul gören kendi adıyla da
anılan Maslach Tükenmişlik Ölçeğini(MBI)
geliştirmiş olan Christina Maslach’ın tanımıdır. Maslach’a göre
tükenmişlik “işi gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve sürekli diğer
insanlarla yüz yüze çalışmak durumunda olan kişilerde görülen fiziksel
bitkinlik, uzun süreli yorgunluk, çaresizlik, ve umutsuzluk duygularının,
yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile
oluşan sendrom”dur (Maslach ve Jackson,1981:99 akt., Ardıç ve Polatçı,
2008:70).
Maslach
ve Jackson (1981)’a göre tükenmişlik, tüm kapasitesi ile insanlarla çalışan
bireyler arasında meydana gelebilen duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel
başarı azalması olarak tanımlanmaktadır. Duygusal tükenme, kişinin duygusal
kaynaklarının tüketilmiş ve kişiye fazla yüklenilmiş olma duygularını
anlatırken, duyarsızlaşma kişinin bakım, hizmet ve eğitim verdiği diğer
insanlara karşı olumsuz, katı ve duygudan yoksun davranışlarını içerir. Kişisel
başarı ise kişinin işinde kendini yeterli ve başarılı hissetmesi duygularını
tanımlamaktadır.
Tükenmişlik
sendromunun pek çok belirtisi olmasına rağmen Tükenmişlik içindeki insan,
yaşamının anlamını yitirdiğini ve tüm isteklerinin kaybolduğunu düşünür. Daha
önce kendisi için çok anlamlı olan uğraşları, artık sıkıcı gelmekte ve hiçbir
ödül vaat etmemektedir. Bu insanlar soğuk, eleştirici, kızgın, katı, önerilere
kapalı ve insanları iten davranışlar içinde görülürler (Kaçmaz, 2005).
Literatürde ki çalışmaların bir
çoğunda, öğretmenlik, doktorluk, yöneticilik, hemşirelik gibi insan
ilişkilerinin yoğun olduğu meslek dalları üzerinde çalışmaların yoğunlaştığı
görülmektedir (Köse ve Gülova, 2006). Bireyler üzerinde fiziksel, duygusal,
zihinsel rahatsızlıklar yaratan sendromun ortaya çıkmasında oldukça etki olan 3
durum vardır (Tepeci ve Birdir, 2003). Bunlar; rol çatışması, rol belirsizliği,
ve kişinin aşırı sorumluluk yüklenmesidir. Ayrıca Tükenmişliğin
oluşmasında hem bireysel hem de örgütsel pek çok faktör de etkili olmaktadır.
Bireysel faktörler kişilerden kaynaklanan ve tükenmeye neden olan özelliklerdir
(Ardıç ve Polatcı, 2008). A tipi kişilik yapısına sahip olan, dış kontrol
odaklı, ulaşılması zor beklentiler içerisinde olan, öz yeterliliğe sahip
olmayan ve empati kuramayan bireyler (Freudenberger 1974; Nowack 1988; Lee,
vd., 2003 akt. Girgin ve Baysal, 2005) daha fazla tükenme içerisindedir. Örgütsel
ve çevresel faktörler ise iş yükü, kontrol, ödüller , aidiyet, ve değerlerdir (
Maslach, Leither, 1997 akt. Sürgevil, 2005). Demografik özelliklerin de tükenmişlik
üzerinde önemli etkisi vardır. Cinsiyet konusunda bir fikir birliği olmasa da (Sürgevil,
2005, Girgin ve Baysal, 2005, Polatçı,
Ardıç, 2007) yaş, çalışma süresi, mesleki kıdem ve tükenmişlik düzeyleri
arasında negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Naktiyok ve Karabey,
2005, Kaçmaz,2005).
Çalışmamızda
incelediğimiz işkoliklikle ilişkisinin yanı sıra bir çok
çalışmada, tükenmişliğin, devamsızlık, yüksek personel devir oranı,
kişilerarası ilişkiler, düşük performans, düşük memnuniyet düzeyi, yüksek iş kazaları
ve madde kullanımı üzerinde etkilerinden de söz edilmiştir. (Pikhart vd., 2004; Kouvonen vd., 2005).
Kaynakça
Ardıç, K., Polatcı, S., (2008). Tükenmişlik
Sendromu Akademisyenler Üzerinde Bir Uygulama (GOÜ Örneği), Ankara, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Sayı 10/2,ss:69-96.
Budak, G., Sürgevil, O. (2005).
Tükenmişlik ve Tükenmişliği Etkileyen Örgütsel Faktörlerin Analizine İlişkin Akademik Personel Üzerinde
Bir Uygulama. D.E.U Dergisi, 20 (2), 95-108.
Kaçmaz, Nazmiye (2005) Tükenmişlik Sendromu,
İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi 2005;68 ss:29-32
Köse, S., Gülova, A.A. (2006). Tükenmişlik
(Burnout): Türkiye’deki Genel Cerrahlara Yönelik Bir Araştırma. 14. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi
Bildiriler Kitabı, 25-27 Mayıs, Erzurum.
Köse, S., Oral, L., Türesin,
H.,(2011) Duygusal Emek Davranışının İşgörenlerin Tükenmişlik Düzeyleri İle İlişkisi Üzerine Sağlık
Sektöründe Bir Araştırma İşletme Fakültesi Dergisi C:12 S:2 ss:165-185
Kouvonen, A., M. Kivimaki, SJ.
Cox, T. Cox, J. Vahtera (2005) “Relationship between Work Stress and Body Mass Index Among 45,810 Female
and Male Employees”, Psychosom Med,
67(4), 577-583.
Pikhart, H., M. Bobak, A. Pajak,
S. Malyutina, R. Kubinova, R. Topo (2004) “Psychosocial Factors at Work and Depression in Three Countries of
Central and Eastern Europe”, Soc Sci
Med, 58, 1475-1482.
Polatcı, S., K. Ardıç VE Z. D.
Tınaz (2007), “Tükenmişlik Sendromu Ve Demografik Özelliklerin Tükenmişlik
Üzerine Etkisi: Tokat Orta Öğretim Kurumlarında Bir Analiz”, Sosyal
Ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi,
Emin Kayar Özel Sayısı, Vol. 7, ss. 1 – 22.
Naktiyok, A. Ve C. N. Karabey (2005),
“İşkoliklik ve Tükenmişlik Sendromu”, Atatürk
Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 19(1).
Tepheci, M., Birdir, K.(2003),”
Otel Çalışanlarında Tükenmişlik Sendromu” 11. Ulusal Yönetim Ve Organizasyon Kongresi Bildirisi, ss:
959-972