TUTUM VE
TUTUMLARIN ÖLÇÜLMESİ
Bilimsel olarak incelenmeye 19.yy
da başlanmıştır. Latince kökenli bir kelime olup « harekete hazır « anlamına gelmektedir..
Smith’in tanımına göre;
“bireye atfedilen ve bireyin
psikolojik bir obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan
bir eğilimdir.”
“
Psikolojik Obje’’
Birey
için anlam taşıyan bireyin farkında
olduğu herhangi bir obje.
ÖRN, sevdiği ve nefret ettiği
kimseler, eşyalar, olaylar, kurumlar, fikirler…
‘’
Tutum Objesi’’
Hakkında
tutum sahibi olunan şey
Genel
Tanım
Tutum, insanın iç ve dış
dünyasındaki olay ve nesnelere karşı geçmişindeki tecrübeler sonucu kazandığı,
kendine ait bir bakış açısıdır. Bu bakış açısı; onun düşünce, duygu ve
davranışlarının olumlu veya olumsuz olmasını hazırlayan nedenlerden biridir.
Her şeyden önce tutum, insanın
kendisine aittir. Ancak, doğrudan doğruya gözlemlenebilen bir özellik değildir.
Bireyin gözlenebilen diğer davranışlarından, dolaylı olarak çıkarılan bir
eğilimdir.
Tutum bir olaya veya nesneye
karşı oluşur. Yani tutum için bir psikolojik obje gereklidir. Birey için, anlam
taşıyan, farkında olduğu her şey, bir obje demektir. Günümüzde üzerinde en çok
araştırma yapılan tutum konuları politika, din, ırk ayrımı, savaş vb. gibi
sosyal psikolojiyi ilgilendiren konulardır. İnsanları ilgilendiren her şey,
aslında bir tutum konusudur.
TUTUMLARIN ÖZELLİKLERİ
•
Tutumlar
doğuştan gelmez yaşanarak öğrenilir.
•
Geçici
değildirler, devamlılık arz ederler.
•
Birey
ve obje arasında düzenlilik olmasını sağlarlar.
•
İnsan
le obje arasında tutumların belirlediği bir yanlılık vardır.
•
Toplumsal
tutumlar
•
Tutum
bir tepki şekli değil tepki gösterme eğilimi dir.
•
Olumlu/olumsuz
davranışlara neden olurlar.
Tutumu
Oluşturan Temel Öğeler
•
Duygusal
Öğe
•
Bilişsel
Öğe
•
Davranışsal
Öğe
•
Tutumlar davranış eğilimi ya da sadece bir duygu
değil, biliş-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesidir. Buna üç öğeli tutum modeli
adı verilmiştir
Tutumların
Oluşması ve Değişmesine Yönelik Kuramlar
Tutumların oluşumuna ve
değişimine yönelik yaklaşımları (kuramları) dört ana başlık altında toplamak
mümkündür. Bu yaklaşımların içerikleri aynı kalmakla birlikte değişik adlar
altında sınıflandırıldıkları görülmektedir.
Öğrenme Kuramı:
Tutum değişimi bir öğrenme süreci
olarak ele almaktadır. Eski tutumun yerine yenisi öğrenilmektedir. Bu kurama
göre tutumlar öğrenilen her şey gibi, alışkanlıklar olarak
değerlendirilmektedir. Öğrenmeyi oluşturan temel süreçler tutumların gelişimine
de doğrudan uygulanabilmelidir. Bir tutum geliştirilirken birey çağrışım,
pekiştirme ve taklit süreçleri ile bilgi ve duyguları öğrenir.
Sosyal Yargı
Kuramı:
Bir konumu kabul etmek için
bireyin belli nedenleri vardır, onu reddedip bir diğerini kabul etmek içinse
başka nedenleri vardır. Bu kurama göre, kuvvetle bağlanılan bir tutumun
kendisinden farklı görüşleri red alanı, kabul alanından daha fazladır. Yani
zıtlaşma mekanizmasını kullanarak, o görüşleri kendi görüşünden daha da farklı
görüp reddetme olasılığı daha fazladır. Fazla kuvvetle bağlanılmayan görüşler
için bunun tersi söz konusudur.
Tutarlılık Kuramı:
Tüm bu kuramların temelinde
insanların bilişleri arasında tutarlılık gösterme eğiliminde oldukları ve bunun
tutumların gelişmesinde ya da biçimlenmesinde temel etken olduğu varsayımı
vardır. Bu kuramlara göre, birbirleriyle tutarsız birçok inanç ve değere sahip
olan bir birey bunları daha tutarlı hale getirmeye çalışır.
Benzer biçimde eğer bilişleri
tutarlı iken tutarsızlığa yol açacak yeni bir bilişle karşılaşmışsa,
tutarsızlığı en aza indirmeye çabalar.
İşlevsel
Kuramlar:
Bu kuramda birey kendisi için
gördüğü psikolojik işlev ya da sağladığı yararı göz önüne alarak ilk tutumunu
seçer veya yeni bir tutuma geçer.
TUTUM ÖLÇEKLERİ
Tutum
Ölçekleri Genel Tanım
Tutumları
ölçebilmek, sosyal psikoloji ile ilgilenenler için önemli olmuştur. Ancak,
tutumlar doğrudan ölçülemezler. Bireylerin bazı davranışlarına bakılarak,
dolaylı yoldan sonuç elde edilmeye çalışılır. Genellikle bireylerden
hazırlanmış sorulara sözlü ya da yazılı cevap vermeleri istenir. Bu davranışlar
bireyin tutumunun göstergesi olarak kabul edilir. Tutumları ölçmek için, sosyal
psikologlar çeşitli tutum ölçme teknikleri geliştirmişlerdir. Bu tekniklerin en
belli başlısı tutum ölçekleridir.
Ölçek Hazırlama
ilkeleri
Ölçek hazırlama ile ilgili bazı
ilkeler vardır. Bu ilkeler şunlardır:
•
Süreklilik; Ölçekle ölçme, belli bir sürekliliğin
varlığını gerektirir. Örneğin, metreyle ölçülen uzunluk üzerindeki noktalar bir
süreklilik oluşturur. Kesinti söz konusu değildir. Tutum ölçeklerinde de iki uç
tutum arasındaki çeşitli derecelenmelerin sonsuz derecede küçük parçalarla birbirini
izlediği ve bu nedenle ölçüm konusunun, bir süreklilik oluşturduğu kabul
edilir.
•
Tek boyutluluk ya da türdeşlik: Bu ilke,
ölçeğin elden geldiğince tek bir özelliğe ilişkin olmasını öngörür. Metre nasıl
ancak uzunluğu ölçüyor, sayı ya da ağırlığı ölçmede işe yaramıyorsa, tutum
ölçeklerinin de tek bir özelliği ölçmesi istenir. Ölçeklerin böyle olup
olmadığını saptamak gerekir. Ölçeklerin içeriklerine bakarak karar vermek
yeterli değildir. Bunun için, maddeler arasındaki ilişkinin ya da iç
tutarlılığın araştırılması gerekir.
•
Doğrusallık: Ölçeğin, tıpkı bir cetvel gibi bir düz
çizgi modeline uygun olması gerekir. Ayrıca, puanlama sistemi içindeki
birimlerin her biri, diğerinin yerine kullanılabilecek biçimde olmalıdır.
Örneğin, bir cetvelde cetvelin hangi ucunda olursa olsun, bir santimetre hep
bir santimetredir. Çünkü puan birimleri eşit aralıklıdır. İşte tutum
ölçeklerinde de aynı prensibin işlemesi beklenir.
•
Ölçeği Oluşturacak Maddelerin Seçimi:
•
Tutum
ölçeklerinde, amaca uygun olarak seçilmiş belli sayıda tutum ifadesi vardır.
Tutumları ölçülecek olan bireylerden bu ifadelere karşı evet ya da hayır,
katılma ya da katılmama biçiminde tepkide bulunmaları istenir. Bu maddelere
gösterilen tepkilerin ortalaması, bireylerin tutumlarının ifadesi sayılır.
•
Buna
göre her bireye lehte ve aleyhte uçlar arasında uzanan bir çizgi üzerinde
sayısal bir yer verilir. Bu nedenle, bir ölçekte yer alacak maddelerin
seçilmesi gelişigüzel yapılamaz. Bir ölçeği oluşturacak maddelerin seçiminde
başvurulacak belli başlı kriterler şunlardır:
•
İlgililik: Bir ölçek
maddesi konusuna uygun olmalıdır. Üzerinde ölçüm yapılan tutumla ilişkisi
olmalıdır.
•
Ayır
dedicilik:
Ölçekteki maddeler; tutumları yönünden birbirlerinden farklı olan bireyleri
ayırt edebilmelidir. Üstelik bu ayırt etme işi, sadece aşırı uçta olanları
değil, farkları daha az olanları da ayırmayı başarabilmelidir.
•
Yeterlilik: Ölçekteki
maddeler, sayıca da yeterli olmalıdır. Özellikle tesadüfen verilen cevapların
payını azaltmak için kullanılan maddelerin sayısını artırmak gerekir.
•
Tutum Ölçekleri
•
Thurstone Ölçeği (Eşit Görünümlü Aralıklar Metodu) :
•
Likert Ölçeği (Tutum Yoğunluğu Metodu)
•
Guttman Ölçeği (Birikimli Derecelendirme Metodu)
•
Osgood Ölçeği (Duygusal Anlam Ölçeği)
•
Bogardus ölçeği (Sosyal Uzaklık Ölçeği)
Tutum ölçekleri bireyin iç
dünyasını ortaya çıkarmak üzere oluşturulmuş bir dizi cümleye bireyin cevap
vermesi için hazırlanmış anketlerdir.
Tutum ölçümünde sonuç, bir
bireyin duygularının yoğunluğunun tutum objesinin lehinde mi, aleyhinde mi
olduğunu yansıtmalıdır.
Tutum
ölçeklerinin Kullanılma amaçları:
Ø Bireylerin
belirli tutum ve değerinin belirlenmesinde kullanılır.
Ø Bireylerin
gözlenen tutum ve değer yargılarını etkileyen aile ve genel çevre faktörlerinin
incelenmesi amacıyla kullanılır.
Ø Kişilik
ölçekleri ile birlikte davranışı etkileyen önemli bir faktör olarak bireyin
uyum problemlerinin teşhisinde kullanılır.
Ø Tutumun
İşlevleri
Ø Tutumların Yararcı İşlevi:
Ø Tutumlar birey
için araçsal bir görev görürler; bireylere yarar sağlayan, onlara içinde
yaşadıkları gerçeklik (toplumsal koşullar) ile belirli bir uyum kazandıran
bilişsel özelliklere sahiptirler.
Ø İnsan
çocukluktan başlayarak, kendi gereksinmelerini doyurmayı birincil amaç olarak
kabul eder ve bu doyumu sağla yan nesnelere karşı olumlu bir (etkilenme -
sevgi) tutuma sahiptir.
Ø Bu nedenle de
istediği amaca ulaşmak için çevresiyle kurduğu ilişkilerde hep olumluyu,
yararlıyı ve sevileni fazlalaştırmaya yönelik güdülerini ve uyumluluk
ilişkisini davranış kalıbı olarak geliştirir. Birey bu amaçla uyumlu tutumlar
edinmeye çalışırlar.
Ø Tutumların Benliğini Koruma İşlevi:
Ø Tutum bir
savunma mekanizması gibi benliği koruyucu bir işlev görür, bireyin kişiliğini
koruyan ve temel değerlerine yönelik her türlü tehdidi önlemeye yarayan bir
yapıya sahiptir. Birey doğal olarak benliğini koruyan tutumlar geliştirme
eğilimi içinde bulunur.
Ø Tutumların Benlik Açıklayıcı İşlevi:
Ø Birey, kendisini
öz değerleri açısından ifade etmesini ve görmek istediği biçimde algılamasını sağlayan
tutumlar geliştirmektedir. Bu işlevi gören tulumlar bireyin "benlik
kimliğini" tamamlar ve güçlendirirler.
Ø Tutumların Bilgi Kazandırma İşlevi:
Ø Tutumlar, bireylerin dünyayı
algılamalarında bazı temel ölçütler getirebilmelerini sağlayan bir bilgilenme
gereksinmesi yaratma işlevine de sahiptirler. Birey, karmaşık bir nitelik
taşıyan evreni, insan ilişkilerini ve dışındaki dünyayı, ancak zihninde düzenli
bir biçime sokarak anlayabilir. Bu düzenlilik, kuşkusuz bireyin algılama
düzeyiyle orantılı olan bir düzenliliktir.
Thurstone Ölçeği
(Eşit Görünümlü Aralıklar Metodu) :
Thurstone ölçeği "metre”nin
uzunluğu ölçmesi gibi, onbir eşit aralığa bölünmüş bir tutumlar dizisinin de
kişilerin görüşlerini matematik değerler olarak yansıttığı (ölçtüğü) varsayımıdır.
- Bu metod kapsamında, çok sayıda
tutum cümlesi yer alır.
- Bu tutum cümleleri birbirinden
eşit aralıklı farklılıklar gösteren onbir gruba ayrılır.
Bu metod kapsamında, çok sayıda
tutum cümlesi yer alır. Bu tutum cümleleri birbirinden eşit aralıklı farklılıklar
gösteren onbir gruba ayrılır.
Bireylerin skala üzerindeki
yerlerini belirleyen ölçektir. Soruların cevap puanları eşit aralıklı ve
ağırlıklıdır. Bu ölçekle araştırmacı 7 farklı yargı geliştirir. Bu yargılar,
araştırılacak konudaki olumlu ve/veya olumsuz yönleri belirten yargılardır.
. Örneğin, bir araştırma konusu
hakkında geliştirilen 7 yargı ve bunlara, uzmanlar tarafından verilmiş tartılar
aşağıdaki gibidir:
Yargı
Tart
1 2,4
2 4,2
3 5,2
4 6,1
5 8,2
6 9,8
7
10,7
Cevaplayıcılardan birisi 3. ve 6.
yargıları en çok benimsediğini belirtmiş olsun. Bu cevaplayıcının değeri
(5,2+9,8)/2= 7,5 olur. Başka bir cevaplayıcı için bu değerin 3,6 bulunduğunu
kabul edelim. Eğer yargılar olumsuzdan olumluya doğru sıralanmış ise birinci
cevaplayıcının diğerine nazaran daha olumlu bir düşünceye sahip olduğu
söylenebilir.
Likert
Ölçeği (Tutum Yoğunluğu Metodu):
Bu ölçek 1932 yılında Likert
tarafından geliştirilmiştir. Anderson, Likert türü bir ölçek geliştirilirken
izlenmesi gereken sekiz basamak sıralamıştır.
a- Belli bir tutumla ilişkili
olduğu kabul edilen olumlu ya da olumsuz çok sayıda tutum cümlesi yazılmalıdır.
b- Yazılan tüm cümleler hakemler
tarafından değerlendirilmelidir. Hakemler tutum ölçeğinin düzenlendiği gruptan
seçilmeli ve her cümleyi olumlu, olumsuz ya da nötr olarak
değerlendirmelidirler.
c- Hakemlerin çoğunluğu
tarafından olumlu ya da olumsuz olarak bir değerlendirmeye tabi tutulamayan
cümleler ölçekten çıkarılmalıdır.
d- Geriye kalan cümleler seçmeden
sıralanmalıdır. Ayrıca ölçeğin nasıl kullanılacağına ait bir kullanım yönergesi
de ölçeğe eklenmelidir. Yönerge ayrıca ölçeğin amacını ve doğru ya da yanlış
cevap olmadığını da belirtmelidir.
e- Böylece oluşturulan ön likert
ölçeği, ölçeğin üzerinde geliştirilmesinin amaçlandığı denek grubuna
uygulanmalıdır. Anlamlı ve güvenilir sonuçların alınması amacıyla uygulanan
grubun sayısının önermelerin sayısından bir kaç kat fazla olması gereklidir.
f- Her tutum cümlesinden alınan
puanla, bütün ölçekten alınan puan arasındaki ilişki katsayısı hesaplanmalıdır.
g- Yapılan hesaplamalar sonucunda
(madde analizi) tüm ölçek puanlarıyla istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler
ortaya çıkmayan cümleler ölçekten çıkarılmalıdır.
h- Likert tutum ölçeği son
şeklini almıştır.
Guttman Ölçeği
(Birikimli Derecelendirme Metodu):
Guttmann tarafından İkinci Dünya
Savaşı yıllarında geliştirilen bu ölçme metodu tutumun bir tek boyutunu ölçmek
için kullanılır. Bu metoda göre bir kişinin ölçekten aldığı toplam puan
biliniyorsa, ölçekte yer alan her bir maddeye verdiği cevap bilinebilir.
Osgood
Ölçeği (Duygusal Anlam Ölçeği):
Osgood tarafından geliştirilen
duygusal anlam ölçeğinde fazla sayıda sıfattan iki kutuplu sıfat çiftleri
üretilmiştir. Çok sayıdaki sıfatın faktör analizi üç ayrı faktörü ortaya
çıkarmıştır. Bunlar "değerlendirme-gösterici", "güç
gösterici" ve "faaliyet-gösterici" faktörleridir. Örneğin;
iyi-kötü, temiz-pis, güzel-çirkin gibi sıfat çiftleri değerlendirme boyutuna
girer. Güç boyutu, sert- yumuşak, ağır-hafif; faaliyet boyutu ise hızlı-yavaş,
aktif-pasif gibi sıfatlarla ölçülebilir.
Yaygın kullanım alanı bulan bu
ölçek yedi bölümden oluşur. Ölçeğin bir ucu en olumlu, diğer ucu ise en olumsuz
yargıyı temsil eder. Bu uçlar arası yedi eşit aralıklı bir derecelendirmeye
tabi tutulur. Örneğin, bir malın kalitesinin tüketiciler açısından ne derecede
yeterli veya yetersiz bulunduğunu belirlemek için şöyle bir boyutsal ayırma
ölçeği yapılabilir: "Yeterli" olma ve "Yetersiz" olma
birbirine zıt iki vasıftır. Bu iki zıt vasıf aşağıdaki gibi yedi eşit parçaya
ayrılabilir.
Son derece yeterli
Yeterli
Biraz yeterli
Ne yeterli ne yetersiz
Biraz yetersiz
Yetersiz
Son derece yetersiz
Yeterli-Yetersiz" aralığı
soldan sağa bu şekilde bir sıralamaya tabi tutulduğunda dördüncü nokta; yani
tam ortaya düşen nokta, denge veya kayıtsızlık noktası olarak adlandırılır.
Yani, ölçekteki orta nokta kararsızlığı belirten yargıyı temsil eder. Bu
şekilde elde edilecek olan 1'den 7'ye kadar numaralanmış yargılar cevaplayıcıya
verildikten sonra, bunlardan sadece birisini seçmesi veya işaretlemesi
sağlanır.
Boyutsal ayırma ölçeğinden iyi
sonuç alabilmek için, aralıkların eşit veya dengeli olmasına dikkat etmek ve
her bir aralığın neyi ifade ettiğini iyice belirlemek gerekir.
Bogardus
ölçeği (Sosyal Uzaklık Ölçeği):
Tutum ölçümlerinde ölçek
kavramına başvuran ilk toplumbilimci Bogardus'tur. Ölçekleme çalışmalarının ilk
aşamasında Bogardus özellikle çeşitli etnik kümelere karşı tutumları ölçmeyi
amaçlamıştır. Amaç nitelik (olumlu-olumsuz) ölçmektir.