20 Ocak 2013 Pazar

TUTUM VE TUTUMLARIN ÖLÇÜLMESİ


TUTUM VE TUTUMLARIN ÖLÇÜLMESİ
Bilimsel olarak incelenmeye 19.yy da başlanmıştır. Latince kökenli bir kelime olup « harekete hazır « anlamına gelmektedir..
Smith’in tanımına göre;
“bireye atfedilen ve bireyin psikolojik bir obje ile ilgili düşünce, duygu ve  davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir.”
“ Psikolojik Obje’’
            Birey için anlam taşıyan bireyin farkında  olduğu herhangi bir obje.
ÖRN, sevdiği ve nefret ettiği kimseler, eşyalar, olaylar, kurumlar, fikirler…
‘’ Tutum Objesi’’
            Hakkında tutum sahibi olunan şey
Genel Tanım
Tutum, insanın iç ve dış dünyasındaki olay ve nesnelere karşı geçmişindeki tecrübeler sonucu kazandığı, kendine ait bir bakış açısıdır. Bu bakış açısı; onun düşünce, duygu ve davranışlarının olumlu veya olumsuz olmasını hazırlayan nedenlerden biridir.
Her şeyden önce tutum, insanın kendisine aittir. Ancak, doğrudan doğruya gözlemlenebilen bir özellik değildir. Bireyin gözlenebilen diğer davranışlarından, dolaylı olarak çıkarılan bir eğilimdir.
Tutum bir olaya veya nesneye karşı oluşur. Yani tutum için bir psikolojik obje gereklidir. Birey için, anlam taşıyan, farkında olduğu her şey, bir obje demektir. Günümüzde üzerinde en çok araştırma yapılan tutum konuları politika, din, ırk ayrımı, savaş vb. gibi sosyal psikolojiyi ilgilendiren konulardır. İnsanları ilgilendiren her şey, aslında bir tutum konusudur.
†TUTUMLARIN ÖZELLİKLERİ
      Tutumlar doğuştan gelmez yaşanarak öğrenilir.
      Geçici değildirler, devamlılık arz ederler.
      Birey ve obje arasında düzenlilik olmasını sağlarlar.
      İnsan le obje arasında tutumların belirlediği bir yanlılık vardır.
      Toplumsal tutumlar
      Tutum bir tepki şekli değil tepki gösterme eğilimi dir.
      Olumlu/olumsuz davranışlara neden olurlar.
Tutumu Oluşturan Temel Öğeler
      Duygusal Öğe
      Bilişsel Öğe
      Davranışsal Öğe
       
Tutumlar  davranış eğilimi ya da sadece bir duygu değil, biliş-duygu-davranış eğilimi bütünleşmesidir. Buna üç öğeli tutum modeli adı verilmiştir
Tutumların Oluşması ve Değişmesine Yönelik Kuramlar
Tutumların oluşumuna ve değişimine yönelik yaklaşımları (kuramları) dört ana başlık altında toplamak mümkündür. Bu yaklaşımların içerikleri aynı kalmakla birlikte değişik adlar altında sınıflandırıldıkları görülmektedir.
Öğrenme Kuramı:
Tutum değişimi bir öğrenme süreci olarak ele almaktadır. Eski tutumun yerine yenisi öğrenilmektedir. Bu kurama göre tutumlar öğrenilen her şey gibi, alışkanlıklar olarak değerlendirilmektedir. Öğrenmeyi oluşturan temel süreçler tutumların gelişimine de doğrudan uygulanabilmelidir. Bir tutum geliştirilirken birey çağrışım, pekiştirme ve taklit süreçleri ile bilgi ve duyguları öğrenir.
Sosyal Yargı Kuramı:
Bir konumu kabul etmek için bireyin belli nedenleri vardır, onu reddedip bir diğerini kabul etmek içinse başka nedenleri vardır. Bu kurama göre, kuvvetle bağlanılan bir tutumun kendisinden farklı görüşleri red alanı, kabul alanından daha fazladır. Yani zıtlaşma mekanizmasını kullanarak, o görüşleri kendi görüşünden daha da farklı görüp reddetme olasılığı daha fazladır. Fazla kuvvetle bağlanılmayan görüşler için bunun tersi söz konusudur.
 Tutarlılık Kuramı:
Tüm bu kuramların temelinde insanların bilişleri arasında tutarlılık gösterme eğiliminde oldukları ve bunun tutumların gelişmesinde ya da biçimlenmesinde temel etken olduğu varsayımı vardır. Bu kuramlara göre, birbirleriyle tutarsız birçok inanç ve değere sahip olan bir birey bunları daha tutarlı hale getirmeye çalışır.
Benzer biçimde eğer bilişleri tutarlı iken tutarsızlığa yol açacak yeni bir bilişle karşılaşmışsa, tutarsızlığı en aza indirmeye çabalar.
İşlevsel Kuramlar:
Bu kuramda birey kendisi için gördüğü psikolojik işlev ya da sağladığı yararı göz önüne alarak ilk tutumunu seçer veya yeni bir tutuma geçer.
TUTUM ÖLÇEKLERİ
Tutum Ölçekleri Genel Tanım
Tutumları ölçebilmek, sosyal psikoloji ile ilgilenenler için önemli olmuştur. Ancak, tutumlar doğrudan ölçülemezler. Bireylerin bazı davranışlarına bakılarak, dolaylı yoldan sonuç elde edilmeye çalışılır. Genellikle bireylerden hazırlanmış sorulara sözlü ya da yazılı cevap vermeleri istenir. Bu davranışlar bireyin tutumunun göstergesi olarak kabul edilir. Tutumları ölçmek için, sosyal psikologlar çeşitli tutum ölçme teknikleri geliştirmişlerdir. Bu tekniklerin en belli başlısı tutum ölçekleridir.
Ölçek Hazırlama ilkeleri
Ölçek hazırlama ile ilgili bazı ilkeler vardır. Bu ilkeler şunlardır:
      Süreklilik; Ölçekle ölçme, belli bir sürekliliğin varlığını gerektirir. Örneğin, metreyle ölçülen uzunluk üzerindeki noktalar bir süreklilik oluşturur. Kesinti söz konusu değildir. Tutum ölçeklerinde de iki uç tutum arasındaki çeşitli derecelenmelerin sonsuz derecede küçük parçalarla birbirini izlediği ve bu nedenle ölçüm konusunun, bir süreklilik oluşturduğu kabul edilir.
      Tek boyutluluk ya da türdeşlik: Bu ilke, ölçeğin elden geldiğince tek bir özelliğe ilişkin olmasını öngörür. Metre nasıl ancak uzunluğu ölçüyor, sayı ya da ağırlığı ölçmede işe yaramıyorsa, tutum ölçeklerinin de tek bir özelliği ölçmesi istenir. Ölçeklerin böyle olup olmadığını saptamak gerekir. Ölçeklerin içeriklerine bakarak karar vermek yeterli değildir. Bunun için, maddeler arasındaki ilişkinin ya da iç tutarlılığın araştırılması gerekir.
      Doğrusallık: Ölçeğin, tıpkı bir cetvel gibi bir düz çizgi modeline uygun olması gerekir. Ayrıca, puanlama sistemi içindeki birimlerin her biri, diğerinin yerine kullanılabilecek biçimde olmalıdır. Örneğin, bir cetvelde cetvelin hangi ucunda olursa olsun, bir santimetre hep bir santimetredir. Çünkü puan birimleri eşit aralıklıdır. İşte tutum ölçeklerinde de aynı prensibin işlemesi beklenir.
      Ölçeği Oluşturacak Maddelerin Seçimi:
      Tutum ölçeklerinde, amaca uygun olarak seçilmiş belli sayıda tutum ifadesi vardır. Tutumları ölçülecek olan bireylerden bu ifadelere karşı evet ya da hayır, katılma ya da katılmama biçiminde tepkide bulunmaları istenir. Bu maddelere gösterilen tepkilerin ortalaması, bireylerin tutumlarının ifadesi sayılır.
      Buna göre her bireye lehte ve aleyhte uçlar arasında uzanan bir çizgi üzerinde sayısal bir yer verilir. Bu nedenle, bir ölçekte yer alacak maddelerin seçilmesi gelişigüzel yapılamaz. Bir ölçeği oluşturacak maddelerin seçiminde başvurulacak belli başlı kriterler şunlardır:
        İlgililik: Bir ölçek maddesi konusuna uygun olmalıdır. Üzerinde ölçüm yapılan tutumla ilişkisi olmalıdır.
       Ayır dedicilik: Ölçekteki maddeler; tutumları yönünden birbirlerinden farklı olan bireyleri ayırt edebilmelidir. Üstelik bu ayırt etme işi, sadece aşırı uçta olanları değil, farkları daha az olanları da ayırmayı başarabilmelidir.
       Yeterlilik: Ölçekteki maddeler, sayıca da yeterli olmalıdır. Özellikle tesadüfen verilen cevapların payını azaltmak için kullanılan maddelerin sayısını artırmak gerekir.

      Tutum Ölçekleri

      Thurstone Ölçeği (Eşit Görünümlü Aralıklar Metodu) :
      Likert Ölçeği (Tutum Yoğunluğu Metodu)
      Guttman Ölçeği (Birikimli Derecelendirme Metodu)
      Osgood Ölçeği (Duygusal Anlam Ölçeği)
      Bogardus ölçeği (Sosyal Uzaklık Ölçeği)
Tutum ölçekleri bireyin iç dünyasını ortaya çıkarmak üzere oluşturulmuş bir dizi cümleye bireyin cevap vermesi için hazırlanmış anketlerdir.
Tutum ölçümünde sonuç, bir bireyin duygularının yoğunluğunun tutum objesinin lehinde mi, aleyhinde mi olduğunu yansıtmalıdır.
Tutum ölçeklerinin Kullanılma amaçları:
Ø  Bireylerin belirli tutum ve değerinin belirlenmesinde kullanılır.
Ø  Bireylerin gözlenen tutum ve değer yargılarını etkileyen aile ve genel çevre faktörlerinin incelenmesi amacıyla kullanılır.
Ø  Kişilik ölçekleri ile birlikte davranışı etkileyen önemli bir faktör olarak bireyin uyum problemlerinin teşhisinde kullanılır.
Ø  Tutumun İşlevleri
Ø  Tutumların Yararcı İşlevi:
Ø  Tutumlar birey için araçsal bir görev görürler; bireylere yarar sağlayan, onlara içinde yaşadıkları gerçeklik (toplumsal koşullar) ile belirli bir uyum kazandıran bilişsel özelliklere sahiptirler.
Ø  İnsan çocukluktan başlayarak, kendi gereksinmelerini doyurmayı birincil amaç olarak kabul eder ve bu doyumu sağla yan nesnelere karşı olumlu bir (etkilenme - sevgi) tutuma sahiptir.
Ø  Bu nedenle de istediği amaca ulaşmak için çevresiyle kurduğu ilişkilerde hep olumluyu, yararlıyı ve sevileni fazlalaştırmaya yönelik güdülerini ve uyumluluk ilişkisini davranış kalıbı olarak geliştirir. Birey bu amaçla uyumlu tutumlar edinmeye çalışırlar.
Ø  Tutumların Benliğini Koruma İşlevi:
Ø  Tutum bir savunma mekanizması gibi benliği koruyucu bir işlev görür, bireyin kişiliğini koruyan ve temel değerlerine yönelik her türlü tehdidi önlemeye yarayan bir yapıya sahiptir. Birey doğal olarak benliğini koruyan tutumlar geliştirme eğilimi içinde bulunur.
Ø  Tutumların Benlik Açıklayıcı İşlevi:
Ø  Birey, kendisini öz değerleri açısından ifade etmesini ve görmek istediği biçimde algılamasını sağlayan tutumlar geliştirmektedir. Bu işlevi gören tulumlar bireyin "benlik kimliğini" tamamlar ve güçlendirirler.
Ø  Tutumların Bilgi Kazandırma İşlevi:
Ø   Tutumlar, bireylerin dünyayı algılamalarında bazı temel ölçütler getirebilmelerini sağlayan bir bilgilenme gereksinmesi yaratma işlevine de sahiptirler. Birey, karmaşık bir nitelik taşıyan evreni, insan ilişkilerini ve dışındaki dünyayı, ancak zihninde düzenli bir biçime sokarak anlayabilir. Bu düzenlilik, kuşkusuz bireyin algılama düzeyiyle orantılı olan bir düzenliliktir.

Thurstone Ölçeği (Eşit Görünümlü Aralıklar Metodu) :
Thurstone ölçeği "metre”nin uzunluğu ölçmesi gibi, onbir eşit aralığa bölünmüş bir tutumlar dizisinin de kişilerin görüşlerini matematik değerler olarak yansıttığı (ölçtüğü) varsayımıdır.
- Bu metod kapsamında, çok sayıda tutum cümlesi yer alır.
- Bu tutum cümleleri birbirinden eşit aralıklı farklılıklar gösteren onbir gruba ayrılır.
Bu metod kapsamında, çok sayıda tutum cümlesi yer alır. Bu tutum cümleleri birbirinden eşit aralıklı farklılıklar gösteren onbir gruba ayrılır.
Bireylerin skala üzerindeki yerlerini belirleyen ölçektir. Soruların cevap puanları eşit aralıklı ve ağırlıklıdır. Bu ölçekle araştırmacı 7 farklı yargı geliştirir. Bu yargılar, araştırılacak konudaki olumlu ve/veya olumsuz yönleri belirten yargılardır.
. Örneğin, bir araştırma konusu hakkında geliştirilen 7 yargı ve bunlara, uzmanlar tarafından verilmiş tartılar aşağıdaki gibidir:
Yargı Tart
1         2,4
2         4,2
3         5,2
4         6,1
5         8,2
6         9,8
7             10,7
Cevaplayıcılardan birisi 3. ve 6. yargıları en çok benimsediğini belirtmiş olsun. Bu cevaplayıcının değeri (5,2+9,8)/2= 7,5 olur. Başka bir cevaplayıcı için bu değerin 3,6 bulunduğunu kabul edelim. Eğer yargılar olumsuzdan olumluya doğru sıralanmış ise birinci cevaplayıcının diğerine nazaran daha olumlu bir düşünceye sahip olduğu söylenebilir.
Likert Ölçeği (Tutum Yoğunluğu Metodu):
Bu ölçek 1932 yılında Likert tarafından geliştirilmiştir. Anderson, Likert türü bir ölçek geliştirilirken izlenmesi gereken sekiz basamak sıralamıştır.
a- Belli bir tutumla ilişkili olduğu kabul edilen olumlu ya da olumsuz çok sayıda tutum cümlesi yazılmalıdır.
b- Yazılan tüm cümleler hakemler tarafından değerlendirilmelidir. Hakemler tutum ölçeğinin düzenlendiği gruptan seçilmeli ve her cümleyi olumlu, olumsuz ya da nötr olarak değerlendirmelidirler.
c- Hakemlerin çoğunluğu tarafından olumlu ya da olumsuz olarak bir değerlendirmeye tabi tutulamayan cümleler ölçekten çıkarılmalıdır.
d- Geriye kalan cümleler seçmeden sıralanmalıdır. Ayrıca ölçeğin nasıl kullanılacağına ait bir kullanım yönergesi de ölçeğe eklenmelidir. Yönerge ayrıca ölçeğin amacını ve doğru ya da yanlış cevap olmadığını da belirtmelidir.
e- Böylece oluşturulan ön likert ölçeği, ölçeğin üzerinde geliştirilmesinin amaçlandığı denek grubuna uygulanmalıdır. Anlamlı ve güvenilir sonuçların alınması amacıyla uygulanan grubun sayısının önermelerin sayısından bir kaç kat fazla olması gereklidir.
f- Her tutum cümlesinden alınan puanla, bütün ölçekten alınan puan arasındaki ilişki katsayısı hesaplanmalıdır.
g- Yapılan hesaplamalar sonucunda (madde analizi) tüm ölçek puanlarıyla istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler ortaya çıkmayan cümleler ölçekten çıkarılmalıdır.
h- Likert tutum ölçeği son şeklini almıştır.

Guttman Ölçeği (Birikimli Derecelendirme Metodu):
Guttmann tarafından İkinci Dünya Savaşı yıllarında geliştirilen bu ölçme metodu tutumun bir tek boyutunu ölçmek için kullanılır. Bu metoda göre bir kişinin ölçekten aldığı toplam puan biliniyorsa, ölçekte yer alan her bir maddeye verdiği cevap bilinebilir.

Osgood Ölçeği (Duygusal Anlam Ölçeği):
Osgood tarafından geliştirilen duygusal anlam ölçeğinde fazla sayıda sıfattan iki kutuplu sıfat çiftleri üretilmiştir. Çok sayıdaki sıfatın faktör analizi üç ayrı faktörü ortaya çıkarmıştır. Bunlar "değerlendirme-gösterici", "güç gösterici" ve "faaliyet-gösterici" faktörleridir. Örneğin; iyi-kötü, temiz-pis, güzel-çirkin gibi sıfat çiftleri değerlendirme boyutuna girer. Güç boyutu, sert- yumuşak, ağır-hafif; faaliyet boyutu ise hızlı-yavaş, aktif-pasif gibi sıfatlarla ölçülebilir.
Yaygın kullanım alanı bulan bu ölçek yedi bölümden oluşur. Ölçeğin bir ucu en olumlu, diğer ucu ise en olumsuz yargıyı temsil eder. Bu uçlar arası yedi eşit aralıklı bir derecelendirmeye tabi tutulur. Örneğin, bir malın kalitesinin tüketiciler açısından ne derecede yeterli veya yetersiz bulunduğunu belirlemek için şöyle bir boyutsal ayırma ölçeği yapılabilir: "Yeterli" olma ve "Yetersiz" olma birbirine zıt iki vasıftır. Bu iki zıt vasıf aşağıdaki gibi yedi eşit parçaya ayrılabilir.
Son derece yeterli
Yeterli
Biraz yeterli
Ne yeterli ne yetersiz
Biraz yetersiz
Yetersiz
Son derece yetersiz
Yeterli-Yetersiz" aralığı soldan sağa bu şekilde bir sıralamaya tabi tutulduğunda dördüncü nokta; yani tam ortaya düşen nokta, denge veya kayıtsızlık noktası olarak adlandırılır. Yani, ölçekteki orta nokta kararsızlığı belirten yargıyı temsil eder. Bu şekilde elde edilecek olan 1'den 7'ye kadar numaralanmış yargılar cevaplayıcıya verildikten sonra, bunlardan sadece birisini seçmesi veya işaretlemesi sağlanır.
Boyutsal ayırma ölçeğinden iyi sonuç alabilmek için, aralıkların eşit veya dengeli olmasına dikkat etmek ve her bir aralığın neyi ifade ettiğini iyice belirlemek gerekir.

Bogardus ölçeği (Sosyal Uzaklık Ölçeği):
Tutum ölçümlerinde ölçek kavramına başvuran ilk toplumbilimci Bogardus'tur. Ölçekleme çalışmalarının ilk aşamasında Bogardus özellikle çeşitli etnik kümelere karşı tutumları ölçmeyi amaçlamıştır. Amaç nitelik (olumlu-olumsuz) ölçmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder